Avrupa Konseyi’nden ‘çevre suçları’ hamlesi: İnsan hakları boyutu yetersiz mi?

Avrupa Konseyi, çevre suçlarıyla mücadelede hukuki boşlukları kapatmayı amaçlayan yeni bir uluslararası sözleşmeyi onayladı. “Çevresel Suçlara Karşı Konvansiyon” isimli bu anlaşma, çevrenin sistematik olarak tahrip edilmesini ‘ciddi bir suç’ olarak tanımlayarak üye devletlere çevreyi koruma yükümlülüğü getiriyor. Ancak, insan hakları savunucuları sözleşmeden memnun olmadıklarını belirtti.

Mayıs 14, 2025 - 21:14
Avrupa Konseyi’nden ‘çevre suçları’ hamlesi: İnsan hakları boyutu yetersiz mi?

Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Marija Pejčinović Burić, “Çevresel Suçlara Karşı Konvansiyon” adlı sözleşmenin kabulüyle ilgili yaptığı açıklamada, “Bu belge, çevreyi yok eden faaliyetlere karşı Avrupa çapında ortak bir hukuki zemin yaratıyor. Artık çevresel suçlar sadece ekolojik değil, aynı zamanda ceza hukuku kapsamında da değerlendirilecek” ifadelerini kullandı.

Anlaşma, yasadışı ormansızlaştırma, tehlikeli atıkların yasa dışı taşınması, su ve hava kirliliği gibi suçları içine alırken, şirketlere karşı daha sert yaptırımlar getirilmesini içeriyor.

“Çevre hakkı” yine tanınmadı

Çevre ve insan hakları alanında çalışan uzmanlar, “Çevre hakkı hâlâ temel bir insan hakkı olarak tanınmadı” sözleriyle sözleşmenin önemli bir eksiğine dikkat çekti.

Uluslararası Af Örgütü Avrupa Direktörü Nils Muižnieks, yaptığı açıklamada, “Sağlıklı bir çevreye erişim, doğrudan yaşam hakkıyla ilgilidir. Bu yeni sözleşmede çevre hakkının anayasal düzeyde tanınmaması büyük bir eksiklik” dedi.

Greenpeace Avrupa Hukuk Danışmanı Eva Ruiz ise, “Anlaşmanın uygulanabilirliği, üye devletlerin iç hukuklarında bu suçları ne kadar ciddi ele alacağına bağlı. Ancak çevre hakkı anayasal güvence altına alınmadan, bu tür sözleşmeler etkisiz kalabilir” diye konuştu.

Türkiye ve diğer ülkelerin tutumu

Türkiye’den henüz sözleşmeye taraf olup olmayacağına ilişkin resmi bir açıklama yapılmadı. Fransa, Almanya ve Norveç ise anlaşmayı derhal imzalama niyetlerini beyan etti.

Çevre aktivistleri, Türkiye’de son yıllarda artan maden projeleri, orman kıyımları ve deniz kirliliği gibi sorunlar göz önüne alındığında, Ankara’nın bu anlaşmayı desteklemesinin kritik olduğuna dikkat çekiyor.

Çevre suçu işleyenlere ne olacak?

Avrupa Konseyi’nin bu hamlesi, çevreye karşı işlenen suçların uluslararası alanda daha ciddi sonuçlar doğurmasına neden olabilir. Ancak çevre hakkının resmi olarak bir insan hakkı sayılmaması, bu mücadelenin yalnızca çevre değil, insan hayatı açısından da ne kadar önemli olduğunu ortaya koyuyor.

Uzmanlar, bu sözleşmenin bir başlangıç olduğunu ve çevre hakkının anayasal ve uluslararası insan hakları belgelerinde açıkça tanınmasının, gerçek koruma için vazgeçilmez olduğunu ifade ediyor.

Kaynaklar:

Euronews

Politico Europe

The Guardian

AGORA AJANSI  -  CHANNEL24