Susturulanları Anlatmak İçin

Channel 24, bir televizyon kanalından fazlasıdır. Bu, bir ses olma çabasıdır. Bir direniştir. Bir sorumluluktur. Ve her şeyden önce, insan hakları mücadelesinin yeni bir mecra bulmuş hâlidir.
Bu yolculuk, yalnızca bir medya projesi başlatma düşüncesiyle değil, derin bir eksikliğin, kronik bir sessizliğin, sistematik bir görmezden gelinmenin yarattığı boşluğu doldurma ihtiyacıyla başladı. Çünkü bizler, bu ülkede yıllardır yaşanan hak ihlallerini, adaletsizlikleri, ayrımcılığı ve susturulmuşlukları yalnızca izlemekle kalmadık; yaşadık, tanıklık ettik, müdahil olduk.
Ben, Kurtuluş Baştimar, yıllardır hukuk alanında, adaletin peşinden koşarak, hak arayışında olan insanlarla birlikte yol yürüyerek öğrendim: İnsan hakları sadece bir kavram değil, bir mücadele biçimidir. Ve bu mücadele sadece mahkeme salonlarında değil, aynı zamanda kamuoyunun vicdanında kazanılır. İşte bu nedenle Channel 24 doğdu. Çünkü artık bu sesi herkesin duyabileceği bir mecra gerekiyordu.
Bugün yaşadığımız toplumda, gerçekleri dile getirmek çoğu zaman bedel ödemeyi gerektiriyor. Basın özgürlüğü, sadece gazetecilerin değil, halkın haber alma hakkının da temelidir. Ancak gün geçtikçe bu hak geri plana itiliyor, medya tek sesli hale getiriliyor. Oysa demokrasi, çok sesliliğin yaşamasıyla mümkündür. Channel 24, bu çok sesliliği yeniden hatırlatmak, görünmeyenleri görünür kılmak, susturulanları konuşturmak için var.
Kanalımızın yayın politikası, klasik medyanın ezberlerinden farklıdır. Biz sadece “haber vermek” için değil, anlam kazandırmak, hafızayı taze tutmak ve vicdanlara dokunmak için yayın yapıyoruz. Her programda, her röportajda, her belgeselde amacımız; insan onurunu merkeze koymak, hakikatle yüzleşmek ve toplumda gerçek bir farkındalık yaratmaktır.
Yayınlarımızda hak ihlallerini belgelerken, yalnızca mağduriyetleri değil; aynı zamanda direnişi, dayanışmayı ve iyileşmeyi de anlatıyoruz. Çünkü insan hakları sadece acılarla değil, onurlu mücadelelerle de şekillenir. Bu kanal; hapisteki bir gazetecinin, sınırda bekleyen bir mültecinin, zorla kaybedilmiş bir insanın yakınlarının, susturulmuş bir sanatçının, eşitlik arayan bir kadının sesini duyurmak için yayında. Ve biz, bu sesleri yansıtmayı bir ayrıcalık değil, bir görev olarak görüyoruz.
Channel 24 hiçbir siyasi, ekonomik ya da ideolojik yapının arka bahçesi değildir. Bizim tek tarafımız vardır: insan hakları. Bu taraflılık; hukukun üstünlüğünden, ifade özgürlüğünden, eşit yurttaşlıktan, barıştan ve onurlu yaşam hakkından yanadır. Korkmadan, eğmeden, evirip çevirmeden, doğrudan ve dürüst bir yayıncılık anlayışıyla hareket ediyoruz.
Bu yayıncılık çizgisi, risklidir. Evet. Ama her şeyin satın alınabildiği bir medya düzeninde, satın alınamayan bir ses olmak, en büyük gücümüzdür. Çünkü biz, susmamayı seçtik. Geri çekilmeyi değil, ileri adım atmayı. Bilinçli bir tercihtir bu. Ve bu tercih, aynı zamanda bir çağrıdır:
Artık izlemekle yetinmeyen, sorgulayan, düşünen, karşılaştıran, hesap soran bir izleyici kitlesi oluşmalı. Çünkü hak mücadelesi yalnızca hak ihlallerine uğrayanların değil, tüm toplumun sorumluluğudur. Biz, bu sorumluluğu üstleniyoruz. Ve istiyoruz ki, herkes bu sorumluluğun bir parçası olsun.
İnandığımız çok net bir şey var: Daha adil bir dünya mümkündür. Ve bu mümkünlük, ancak gerçeği dillendiren cesur mecralarla hayata geçebilir. Channel 24, işte bu mümkünlüğün somutlaşmış hâlidir.
Eğer bir gün bir çocuk daha adil bir dünyada büyüyecekse, eğer bir kadın artık korkmadan konuşabilecekse, eğer bir mahpus sesini dışarıya ulaştırabilecekse, eğer bir toplum geçmişiyle yüzleşebilecekse — işte o zaman bu kanal, amacına ulaşmış demektir.
Çünkü biz sadece yayın yapmıyoruz. Biz, hakikatin izini sürüyoruz.
İnsan hakları için yayındayız.
Kurtuluş Baştimar – Genel Yayın Yönetmeni