Kars’tan Aştarak’a

Kars’tan Aştarak’a
Yetim Yezidi çocukların serüveni
(1920)
Rohat Alakom
(Kürtçeden çeviren: Dewranê Dilxêr)
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasından önce bir kesim Yezidi Kürt Digor bölgesindeki 16 köyde yaşıyordu. Kars bölgesi Türkiye sınırlarına dahil olduktan sonra Yezidi Kürtler büyük saldırı ve baskıların hedefi haline gelir. 20. Asrın başlangıcında Serhat bölgesinde özellikle Kars, Kağızman ve Iğdır gibi yerlerde ihtilaflar, çatışmalar, savaş, büyük saldırı ve cinayetler meydana geldi. Bu felaketler sonucunda yüzlerce Kürt çocuğu ailelerini kaybederek yetim kalmış ve birçokları da canlarından olmuşlardır. İşte bu çocuklar her bir tarafa dağıldılar. Kısacası Serhat bölgesindeki bu çocukların durumu oldukça kötüydü. Tarihi belgeleri okuduğumuz zaman bazı kurum, grup ve hayırsever kişilerin bu çocuklara çeşitli yardımlarda bulunduklarını görüyoruz. Amerikalı yardım örgütleri, Ermenistan devleti ve İsveçli kadın misyonerleri bu Kürt çocuklarına yardımda bulunmak için birçok çaba göstermiş ve yetimhane, kreş ve çocuk yuvaları gibi kurumlar açmışlardır.[1] Zorluklardan kurtulan Kürtler de birbirlerine yardımcı olup bu yetim çocuklara sahip çıkmışlardır. Kürtlerin bu toplumsal ağı bir yardımlaşma mekanizması olarak bu zorlu günlerinde büyük bir rol oynamıştır.
Kars’daki Amerikan Yetimhanesi
Bu yetimhane Kars’ta açılmıştır. Heciyê Cindî anılarında 1919’da bir yıl önce oradan kaçtıkları köyleri Yemençayır’a tekrar döndüklerini belirtir. Bu geri dönüşe değinirken anılarının aynı yerinde Amerikalılar tarafından Kars’ta açılan bir yetimhaneye yerleştirdiklerini anlatır. Ermeni çocukları için açılan ama Yezidi Kürt çocuklarının da alındığı bu yetimhanede kalan Kürt folkloru uzmanı Heciyê Cindî’nin hatıralarında, bu kurum hakkında kısa bilgilere rastlıyoruz:
“Duyduğumuza göre Amerika Kars’ta bir yetimhane açmıştı burada annesiz babasız çocuklara sahip çıkıp onların eğitim görmelerini sağlıyorlardı. Ben ve kardeşim de o yetimhaneye gittik. Orada birinci gruba (sınıf) dahil olmuştum ve Ermenice bilmiyorduk, tümü Ermeni çocukları idi, bu durum bizim için çok zorlayıcıydı.”
Heciyê Cindî anılarında Kars şehir merkezindeki bu yetimhanede kaldığı vakit Kars Çayı’nda boğulmaktan kıl payı kurtulduğunu da anlatır:
“Bir keresinde bizi Kars Çayı’na götürdüler. Çocuklar suya giriyorlardı, ben de suya girdim ve ardından suyun beni götürdüğünü fark ettim. Oradaki çocuklar çığlık atmaya başladılar… Peki kim beni tutup sudan çıkarabilirdi? Ben suya batıyordum ve akıntıya kapılmıştım. Tam da bu sırada bir atlı bana yetişip beni suyun içerisinden çıkarmıştı. Bu atlı beni ölümün ağzından kurtarmıştı”.[2]
Heciyê Cindî anılarında amcası Têlî’nin onu yetimhaneden kaçırmasından ve köye götürüp iki ineği ona teslim etmesinden bahsediyor. Hecî bu duruma çok üzülüyor çünkü o yetimhaneye geri dönüp kardeşinin yanında olmak istiyor. Fakat Türklerin Kars’a girmesi ile beraber bu yetimhane kapanıyor ve Amerika oradaki çocukları Ermenistan’a götürüyor. Heciyê Cindî bu yetimhanenin kapanışı hakkında şunları aktarıyor: “Türkler yine Kars’ı işgal ettiler. Amerikalı nöbetçiler gece gündüz Türkler bize saldırmasın diye kapılarda nöbet tutuyorlardı. Nihayetinde trenle Gümrü’ye yolladılar” [3]
Kars’taki bu yetim, perişan ve fakir çocukların durumu Amerikalı Elgin Groseclose adlı yazarın
bir romanına da konu olmuştur. Roman İsveççe olarak de yayımlanmıştır. [4]
Kürt çocukları Aştarak’ta
Heciyê Cindî (soldan ikinci kişi)
Aştarak Yetimhanesi’nden bir grup arkadaşıyla birlikte, 1929
Sonrasında 1920 yılında Kürt çocukları Ermenistan’daki Aştarak Yetimhanesi’ne yerleştirilir. Yetimhanede 50-60 civarında Kürt çocuğu vardır.[5] Heciyê Cindî bu yetimhanede kalıp büyüyen çocuklardan birisidir. 1980 yılında yetimhanenin 60. yılı için Rêya Teze gazetesinde bu konudaki anılarından oluşan bir yazı yayımlar. Heciyê Cindî yazısında kıymetli bilgiler vermektedir, bir bölümü bu kurumda çalışan kişiler üzerinedir.
“Bu yetimhanede Nûra Egît Polatyova -ki meşhur devrimci Fêrîk Polatbekova’nın kız kardeşidir- unutulmaz bir çalışma yapmıştır. Bu maharetli genç kız bizim grubumuzda okumadaki başarısı ile ön plana çıkan ilk örnekti. Bu yetimhanede Elîxanê Serdar Şahinov da yararlı bir çalışma yürütür. O Erivan’daki Rusça bölümünü bitirmişti. Nitekim yıllarca Kars vilayetinde ve onun devamında da Aparan’ın civar köylerinde Rusça dersleri vermiştir”.[6]
Aştarak Kürt yetimhanesinde çalışmış olan Nûra Polatov
(Şair Fêrîk Polatov’un kız kardeşi)
Heciyê Cindî’nin “Yetimhanemiz hakkında anılar” adlı yazısı
(Rêya teze 7-11-1980)
İsveçli kadın misyonerlerin çabaları
1918-1921 yılları arasında İsveçli kadın misyonerlerden olan Elin Sundvall, Erivan’da çalışırken oradaki Yezidi Kürt çocukları için bir okul açmak istemiştir. Bu amaçla Ermenistan’da yaşayan Cîhangir Ağa ve Ûsiv Bey gibi Kürt büyükleri ve Ermeni resmi yöneticileriyle iletişime geçmiş ayrıca İsveç’ten de yardım talebinde bulunmuştur.[8] Ömrünün sonuna kadar Erivan’da kalmış ve her zaman yetim Yezidi Kürt çocukları için hayırsever bir kişilik olmuştur. Elin Sundvall bir çok yazısında ve mektuplarında Kürt çocukları ile ilgili bu çalışmalarından bahseder. Yezidi Kürtlerin dostu Maria Anholm’un bir yazısından Amerikan Yardım Komitesi’nin desteği ve Elin Sundvall öncülüğünde Yezidi Kürt çocukları için bir yetimhanenin Ermenistan’da açılmak üzere olduğunu öğreniyoruz. 7-12 yaşlarında 100 kadar çocuk yardıma gereksinim duymuştur. [9] Kaynaklarda böyle bir yetimhanenin de Gümrü şehrinde çalşmalara başladığı belirtilir.
Yetim Yezidi Kürt çocukları için Erivan’da büyük bir çaba harcayan
İsveçli kadın misyonerleri örgütünden Elin Sundvall
Tüm yakınlarını yitiren Süleyman
Kendisi de bir süre bu yetimhanelerden birinde kalan Adı Kürt Süleyman (Silêmanê Kurd) olan bir Kürt çocuğunun serüvenlerinden birkaç cümle ile bahsetmeliyim. Kürt Süleyman’ın serüveni Birinci Dünya Savaşı’nın sonunda başlar ve kendisi bütün aile üyelerini anne, baba ve kardeşlerini savaş sırasında kaybetmiştir. Rahatça diyebiliriz ki bu ailenin başına çok büyük bir felaket gelmiştir. Kendisi bir süre Gürcistan’da kaldıktan sonra Ukrayna’ya geçmiş ve neticede bir ailenin evlatlığı olarak 1929 yılında İsveç’e göç etmiş ve ömrünün sonuna kadar (1981) burada kalmıştır. Çocuk olup birçok şeyi unutmasından ötürü onun bu zorlu yıllarda Kürdistan’ın neresinden göç ettiğini tam olarak bilmiyoruz. Fakat Kars ve Iğdır’daki Yezidi Kürtlerin durumunu incelediğimiz zaman kendisinin de bu ailelerden birinin ferdi olabileceğini tahmin edebiliriz. Bu yıllarda yakın olmasından dolayı bölge halkı birçok defa yönlerini Ermenistan’a veya Gürcistan’a çevirmiştir.
Yetim kalan Kürt Süleyman’ın İsveç’e geldiği zaman (1929)
çekilen pasaport fotoğrafı
[1] Rohat Alakom, Kars Kürtleri, Avesta, 2009, s.416-417.
[2] Firîda Hecî Cewarî, Heciyê Cindî û Malbata Wî, Yêrêvan, 2012, s.36.
[3] Firîda Hecî Cewarî, Heciyê Cindî-Jîyan û Kar, 2007, Yêrêvan, s.22.
[4] Elgin Groseclose, Ararat, Stockholm, 1940, s.365.
[5] Firîda Hecî Cewarî, Bîranînên Min, Yêrêvan, 2010, rûp.12.
[6] Heciyê Cindî, Bîranîn Derheqa Etîmxaneke Meda, Rêya Teze, 7-11-1980.
[7] Heciyê Cindî, Rêya Teze, 7-11-1980.
[8] Rohat Alakom, Svensk-kurdiska kontakter under tusen år, Apec, 2000, s.151.
[9] Maria Anholm, Jesiderna. Några minnesord om fröken Elin Sundvall, När och Fjärran, nr 10, 1921. Maria Anholm bu yazıyı aynı yıl Erivan’da vefat eden Elin Sundvall üzerine yazmıştır.
[10] Rohat Alakom, Silêmanê kurd li Swêdê; Apec, 2018.
[11] Aram Tigran’ın Bilbilo adlı şarkısından.