Türkiye'deki insan hakları durumu: Medya, STK ve hukuk yolu
Freedom House ve diğer uluslararası örgütler, 2025’in başından bu yana Türkiye’de basın özgürlüğünde ciddi bir gerileme tespit etti.

Ocak ayında en az 9 gazeteci tutuklandı, 6'sı mahkum oldu, 5'i gözaltına alındı, 23 gazeteci soruşturma altında kaldı.
Hukuk mekanizmasına müdahale
Nisan 2025 tarihi itibarıyla İstanbul Barosu’nun seçilmiş yönetimi görevden alındı ve üyeler hakkında "terör propagandası" suçlamalarıyla dava açıldı.
İbrahim Kaboğlu ve yönetim kurulu üyeleri, Suriye’de işlenen bir gazeteci cinayetine dair bağımsız soruşturma çağrısı yaptıkları için hedef alındı.
23 Ocak’ta da bir baro üyesi olan Fırat Epözdemir keyfi şekilde gözaltına alındı.
Bu gelişmeler, Türkiye’de avukatlara yönelik sistematik yıldırma stratejilerinin habercisi olarak yorumlanıyor.
Yargı bağımsızlığı
Freedom House’un 2025 raporuna göre, Türk yargısında bağımsızlık ciddi şekilde zedelendi. Hakim ve savcılar hükümet tarafından atanan kişilerle değiştirilmiş, yüksek mahkeme kararları bile uygulanmıyor.
Birleşmiş Milletler’in Universal Periodic Review (UPR) oturumunda birçok ülke Türkiye’yi adalet sistemini güçlendirmeye ve siyasi tutukluları serbest bırakmaya çağırdı.
Amnestya Uluslararası ise anayasa mahkemesi kararlarının yerine getirilmediğine, Osman Kavala, Can Atalay ve Selahattin Demirtaş gibi isimlerin serbest bırakılmadığına dikkat çekti ve bu durumun demokrasiye zarar verdiği uyarısında bulundu.
Bu gelişmeler ışığında Türkiye, hem iç politikada hem uluslararası platformlarda ciddi insan hakları eleştirileriyle yüzleşiyor. Basın özgürlüğü, sivil toplumun bağımsızlığı ve yargı bağımsızlığı gibi temel alanlardaki gerilemeler, somut verilerle uluslararası raporlara yansıyor. Uzmanlar, Türkiye'nin demokratik standartları yeniden tesis etmesi için güçlü adımlar atması gerektiğini vurguluyor.
Kaynaklar:
Freedom House - Independent Türkçe - Medyanews